1990 Yılından Günümüzedek Turizm Alanında Dünyanın Her Lokaysonundaki İhtiyaçlarınız İçin Hizmetinizdeyiz, 7/24 Saat Bizi Arayabilirsiniz 08502416363  

Kançul Hotel

Blog

gold

2025'te Urfa'da Gezilecek 17 Gizli Kalmış Yer

2025'te Urfa'da Gezilecek 17 Gizli Kalmış Yer [Yerel Rehber Önerileri]

Şanlıurfa

Türkiye'nin 7. büyük şehri olan Urfa'da gezilecek yerler, dünya tarihinin en etkileyici hazinelerini barındırıyor. Düşünsenize, dünyanın en eski tapınağı Göbeklitepe M.Ö. 10 bin yılına uzanan tarihi ile burada, ve dünyanın ilk üniversitesinin kurulduğu Harran da bu topraklarda.

Peygamberler Şehri olarak bilinen Şanlıurfa'da, 73 binden fazla arkeolojik eserin sergilendiği müzelerden, Hz. İbrahim'in ateşe atıldığı yer olarak bilinen Balıklıgöl'e kadar pek çok tarihi değer bulunuyor. Özellikle şehir merkezinde gezilecek yerler arasında, 1563 yılında inşa edilen Gümrük Hanı gibi tarihi yapılar ve 2200 yıllık mozaikleriyle ünlü Haleplibahçe Mozaik Müzesi dikkat çekiyor.

Biz yerel rehberler olarak, turistik rehberlerde pek rastlamayacağınız, şehrin gizli kalmış 17 lokasyonunu sizler için derledik. Bu yerlerin her biri, Urfa'nın zengin tarihinin birer parçası ve keşfedilmeyi bekliyor.

Kızılkoyun Nekropolü

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi

Kızılkoyun Nekropolü'nün Tarihi

Balıklıgöl havzasının 500 metre kuzeyinde, Tılfındır tepesinde yer alan Kızılkoyun Nekropolü, antik Edessa şehrinin en önemli mezarlık alanlarından biridir.

Kızılkoyun Nekropolü'nün Tarihi

Milattan sonra 2. ve 4. yüzyıllar arasında inşa edilen nekropol, Helenistik ve Roma-Bizans dönemlerinin izlerini taşımaktadır. Osroene Krallığı döneminde, yerel halk M.S. 100'lü yıllarda bu kaya mezarlarını inşa etmeye başlamıştır. Bölgedeki mezarlar, şehrin önde gelen ailelerine aitti ve Pagan inançlarına göre, ölen kişiler değerli eşyalarıyla birlikte gömülüyordu.

Kızılkoyun Nekropolü'nde Görülmesi Gerekenler

Nekropolde toplam 133 kaya mezarı bulunmaktadır. Bu mezarlar genellikle büyük düz girişlere sahip olup, en küçüğü 3x3 metre, en büyüğü ise 12x10 metre ebatlarındadır. Mezar odalarında:

Ziyaret İpuçları ve Pratik Bilgiler

Kızılkoyun Nekropolü'nü ziyaret etmek için önemli bilgiler:

2025 yılı itibarıyla nekropolde kazı ve restorasyon çalışmaları devam etmektedir. Özellikle M.S. 525 yılındaki büyük sel felaketinde toprak altında kalan bölümlerde yeni keşifler yapılmaktadır. Nekropolün bulunduğu tepe, jeolojik olarak kolay oyulabilen kireçtaşından oluştuğu için, mezarların çoğu oldukça iyi korunmuş durumdadır.

Germuş Kilisesi

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi

Germuş Kilisesi'nin Mimari Özellikleri

Şanlıurfa'nın kuzeydoğusunda, şehir merkezine 10 kilometre uzaklıkta yer alan Germuş Kilisesi, Dağeteği Mahallesi'nde bulunmaktadır. Göbeklitepe'ye sadece 5 kilometre mesafede konumlanan bu tarihi yapı, 19. yüzyıldan kalma önemli bir dini mirastır.

Germuş Kilisesi'nin Mimari Özellikleri

İki katlı olarak tasarlanan kilise, tamamen kesme taşlardan inşa edilmiştir. Yapının inşası hakkında anlatılan rivayetlere göre, dağlardan toplanan kesme taşların kullanımıyla tamamlanması yaklaşık 7 yıl sürmüştür. 1881 yılında Hagop Ardvisian tarafından restore edilen kilise, günümüzde modern teknolojiler kullanılarak 3 boyutlu olarak belgelenmiştir.

Germuş Kilisesi'nin Hikayesi

Kilise, koordinat olarak 37°12'06.0" enlem ve 38°51'04.2" boylamda konumlanmıştır. Yapı, yakın zamanda gerçekleştirilen UAV (İnsansız Hava Aracı) tabanlı fotogrametrik çalışmalar sayesinde detaylı bir şekilde belgelenmiştir. Bu çalışmalar, kilisenin mevcut durumunu kayıt altına almanın yanı sıra, gelecekte oluşabilecek deformasyonların takibi için de önemli bir referans oluşturmaktadır.

En İyi Fotoğraf Noktaları

Kilisenin en etkileyici fotoğraf noktaları:

Ziyaretçiler için önemli bilgiler:

Kilisenin korunması ve restorasyonu için yerel halkın ve uzmanların çabaları devam etmektedir. Yapının kültürel miras olarak gelecek nesillere aktarılması için fotogrametrik belgeleme çalışmaları sürdürülmektedir.

Bazda Mağaraları

Harran Kaymakamlığı

Harran'ın doğusunda, Han el-Ba'rur yolu üzerinde konumlanan Bazda Mağaraları, antik dünyanın en etkileyici taş ocaklarından birini barındırıyor. Şehir merkezinden 18 kilometre uzaklıkta bulunan bu tarihi mağaralar, yüzyıllar boyunca bölgenin mimari hazinelerinin yapı taşlarını sağlamıştır.

2000 Yıllık Taş Ocakları

Roma döneminde inşa edildiği tahmin edilen mağaralarda, 13. yüzyıla ait Arapça yazıtlar bulunmaktadır. Bu yazıtlara göre, taş ocağı Abdurrahman el-Hakkari, Muhammet İbn-i Bakır ve Muhammed el-Uzzar tarafından işletilmiştir. Harran Surları, Şuayb Antik Kenti ve Han el-Ba'rur Kervansarayı gibi önemli yapıların taşları buradan çıkarılmıştır.

Mağaraların Gizli Tünelleri

Mağaraların en büyüğü, iki katlı yapısıyla dikkat çekiyor. İçerisinde:

Antik dönemin taş ustaları, dağın içine tünel açarak taş çıkarma tekniğini kullanmışlardır. Bu yöntem, günümüz taş ocaklarından farklı olarak, daha sistematik ve organize bir çalışma düzeni gerektirmiştir.

Yerel Rehber Önerileri

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Bazda Mağaraları'nı ziyaret ederken dikkat edilmesi gerekenler:

Ayrıca, mağaralarda devam eden restorasyon çalışmaları kapsamında, taban temizliği ve sütun güçlendirme işlemleri yapılmaktadır. Gelecekte bölgede sanat merkezi, müze ve yerel üretim atölyeleri gibi kültürel tesislerin açılması planlanmaktadır.

Selahaddin Eyyubi Camii

Kültür Portalı

Vali Fuat Bey Caddesi üzerinde yer alan Selahaddin Eyyubi Camii, Balıklıgöl'e yürüme mesafesinde konumlanmış, şehrin en dikkat çekici yapılarından biridir.

Caminin Tarihi Önemi

Yapının tarihi M.S. 457 yılına kadar uzanmaktadır. O dönemde Piskopos Nona tarafından St. John the Baptist Kilisesi olarak inşa edilmiş ve bölgenin en büyük kilisesi olma özelliğini taşımıştır. Sonrasında, 1849-1851 yılları arasında tamamen yenilenerek Surp Asdvadzadzin (Meryem Ana) Ermeni Kilisesi'ne dönüştürülmüştür.

Yapı, uzun yıllar bakımsız kaldıktan sonra bir süre elektrik santrali olarak kullanılmıştır. Ancak 1993 yılında kapsamlı bir restorasyon geçirerek 1994'te camiye dönüştürülmüştür. İsmi, bir dönem Selahaddin Eyyubi tarafından cami olarak kullanılmasından gelmektedir.

Mimari Detaylar

Selahaddin Eyyubi Camii'nin mimari özellikleri şöyle sıralanabilir:

Bugün ibadet yeri olarak hizmet veren cami, ferah ve aydınlık iç mekanıyla öne çıkmaktadır. Bu özelliğinin arkasında, etkileyici süslemelerle çevrili büyük pencereleri yatmaktadır. Yapıda halen kilise döneminden kalma bazı figürler ve sütunlar görülebilmektedir.

Caminin ziyaretçileri için önemli bilgiler:

Selahaddin Eyyubi Camii, hem kültür-sanat hem de tarih meraklılarının ilgisini çeken önemli bir yapı olarak, Şanlıurfa'nın görülmesi gereken noktaları arasında yer almaktadır.

Karahantepe Antik Kenti

Anadolu Ajansı

Şanlıurfa'nın güneydoğusunda, Göbeklitepe'den yaklaşık 35 kilometre uzaklıkta konumlanan Karahantepe Antik Kenti, insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biridir.

Göbeklitepe'nin Gizli Kardeşi

Karahantepe, 11.400 yıllık geçmişiyle, tarım öncesi dönemde avcı-toplayıcı toplulukların yerleşik hayata geçişini gösteren önemli bir merkezdir. Bölgede bulunan 250'den fazla T şeklindeki dikilitaş, Göbeklitepe ile aynı kültürel geleneği paylaştığını ortaya koymaktadır. Ayrıca, yaklaşık 60.000 metrekarelik bir alana yayılan antik kent, 2019 yılından bu yana sürdürülen kazı çalışmalarıyla yeni keşiflere ev sahipliği yapmaktadır.

Arkeolojik Bulgular

2023 yılında yapılan kazılarda, prehistorik sanatın en etkileyici örneklerinden biri olan 2,3 metre yüksekliğinde gerçekçi bir insan heykeli bulunmuştur. Bu heykel:

Bunun yanında, duvara yerleştirilmiş bir akbaba heykeli ve yerde bırakılmış taş levhalar da keşfedilmiştir. İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Necmi Karul başkanlığındaki kazı ekibi, "Taş Tepeler" projesi kapsamında çalışmalarını sürdürmektedir.

Ziyaretçi Bilgileri

Karahantepe'yi ziyaret etmek isteyenler için önemli bilgiler:

Şanlıurfa Havalimanı'ndan (SFQ) yaklaşık bir saatlik araç yolculuğuyla ulaşılabilen antik kent, Tek Tek Dağları Milli Parkı sınırları içerisinde, Kargalı mahallesi yakınlarında bulunmaktadır. Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı, bölgede devam eden kazı çalışmalarıyla yeni keşiflerin yapılacağını öngörmektedir.

Fırfırlı Camii

Son dakika haberleri | Günlük haberler

Şanlıurfa'nın merkezinde, Çamlık Caddesi üzerinde konumlanan Fırfırlı Camii, şehrin en ilginç dini yapılarından biridir. Yapı, rüzgarda dönen fırfır benzeri bir parçadan dolayı halk arasında bu isimle anılmaya başlamıştır.

Kiliseden Camiye Dönüşüm Hikayesi

On Havari Kilisesi olarak 1092 yılında inşa edilen yapı, bölgenin ilk Ermeni Protestan kilisesi olma özelliğini taşımaktadır. Yapının en önemli özelliklerinden biri, Van bölgesindeki Varak Manastırı'ndan getirilen ve Hristiyanlık açısından büyük önem taşıyan Varak Haçı'na ev sahipliği yapmasıydı. Ancak sonraki yıllarda bu değerli eser kaybolmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, 1865 yılında Sultan Abdülaziz döneminde kapsamlı bir onarımdan geçen yapı, Cumhuriyet döneminde bir süre hapishane ve elektrik santrali olarak kullanılmıştır. Nihayet 1956 yılında camiye dönüştürülen yapı, 1993 yılında restore edilerek yeniden ibadete açılmıştır.

Benzersiz Mimari Özellikleri

Üç nefli bazilika planında inşa edilen yapının mimari özellikleri şöyle sıralanabilir:

Yapının inşasında kesme kireçtaşı kullanılmış, kubbe ve tonozlarda ise bazalt taş tercih edilmiştir. Batı cephesi ve köşe kulelerindeki taş işçiliği, dönemin ustalığını yansıtmaktadır. Mihrap üzerindeki kitabede camiye dönüştürülme tarihi kayıtlıdır ve apsiste bulunan pencerelerden biri mihrap olarak düzenlenmiştir.

Günümüzde tüm gün boyunca ziyarete açık olan cami, şehir merkezinde gezilecek yerler arasında önemli bir konuma sahiptir. Geniş avlusu ve özgün kapıları ile dikkat çeken yapı, aydınlatma sistemleri ve süslemeleriyle ziyaretçilerini etkilemeye devam etmektedir.

Deyr Yakup Manastırı

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi

Merkeze 10 kilometre mesafede, güneydeki dağların üzerinde konumlanan Deyr Yakup Manastırı, erken Hristiyanlık döneminin önemli yapılarından biridir.

Manastırın Tarihçesi

Yapının temelleri, M.S. 2. yüzyılın sonları veya 3. yüzyılın başlarına dayanmaktadır. Manastır, Anadolu'da Hristiyanlığın doğuşundan sonra inşa edilen ilk kiliselerden biri olarak bilinmektedir. M.S. 38 yılında Hristiyanlığı kabul eden Süryani halk tarafından yapıldığı düşünülmektedir.

Manastırın kuzeybatısında bulunan anıt mezarda, doğuya bakan pencerenin altında iki satırlık bir kitabe bulunmaktadır. İlk satırı Grekçe, ikinci satırı Pamyra Süryanicesi ile yazılan kitabede "Şardu Bar Ma'nu'nun karısı Amaşşemeş" yazmaktadır. Ayrıca, yapı 350 yılında Aziz James tarafından kurulan ünlü Süryani Teoloji Okulu'nun merkezi olarak hizmet vermiştir.

Yerel Halk Arasındaki İnanışlar

Bölge halkı arasında yaygın olan inanışa göre, Hz. İbrahim'in mücadele ettiği Kral Nemrut bu alanı seyfiye bölgesi olarak kullanmıştır. Bu nedenle yapı, yerel halk tarafından "Nemrut'un Tahtı" veya "Cin Değirmeni" olarak da anılmaktadır. Ayrıca bölge, Apgarın Dağı olarak da bilinmektedir.

Ulaşım ve Ziyaret Detayları

Manastıra ulaşım için:

Ziyaretçiler için önemli bilgiler:

Manastır, günümüzde devam eden restorasyon çalışmalarıyla koruma altına alınmıştır. Yapının kültürel miras olarak gelecek nesillere aktarılması için çalışmalar sürdürülmektedir.

Şuayb Antik Kenti

Kültür Portalı

Han el Ba'rur'un 12 kilometre kuzeydoğusunda konumlanan Şuayb Antik Kenti, Roma döneminden kalma etkileyici kalıntılarıyla dikkat çekiyor. Bölgenin en önemli arkeolojik alanlarından biri olan kent, Hz. Musa ile buluştuğuna inanılan Peygamber Şuayb'ın yaşadığı yer olarak biliniyor.

Antik Kent Hakkında Bilinmeyenler

Şuayb Antik Kenti, M.Ö. 4. ve 5. yüzyıllar arasında kurulmuş olup, Efes'e benzer yapısı nedeniyle "Güneydoğu'nun Efes'i" olarak anılmaktadır. Arapça'da "Eski İnsan Şehri" anlamına gelen kent, Harran Ovası'nda yaşayan insanların yazlık yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Özellikle Roma döneminde büyük önem kazanan kent, yüzlerce kaya mezarı ile dikkat çekiyor.

Gezilecek Bölümler

Antik kentte görülmesi gereken başlıca yapılar:

Ayrıca, 2023 yılında başlayan arkeolojik kazı çalışmaları, kentin Roma ve Bizans dönemlerine ait tarihini aydınlatmaya devam ediyor. Harran Üniversitesi'nden Dr. Burak Kuru başkanlığındaki ekip, detaylı araştırmalar yürütüyor.

En İyi Ziyaret Saatleri

Antik kenti ziyaret etmek için önemli bilgiler:

Harran'a 38 kilometre mesafede bulunan kent, özellikle sabah saatlerinde daha serin ve keyifli bir gezi imkanı sunuyor. Yeraltı odalarının bulunduğu bölgede halen kullanımda olan kapılar mevcut. Bununla birlikte, arkeolojik kazıların devam ettiği alanlarda öğrenciler ve araştırmacılar için akademik çalışma fırsatları da bulunuyor.

Han El Barur Kervansarayı

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi

Göktaş köyünde bulunan Han el Barur Kervansarayı, Anadolu'daki Eyyubi döneminden kalma tek kervansaray olma özelliğini taşıyor. Harran'ın 27 kilometre güneydoğusunda konumlanan bu tarihi yapı, Ani-Harran-Bağdat kervan yolunu Halep, Rakka ve Bağdat'a bağlayan önemli bir durak noktasıydı.

Tarihi İpek Yolu'nun İzleri

1219-1220 yıllarında Hüsameddin Ali Bey tarafından yaptırılan kervansaray, Eyyubi hanedanlığı döneminde bölgenin en önemli ticaret merkezlerinden biriydi. Yapı, 1993 yılında restore edilmiş ve 2018'de başlayan ikinci restorasyon çalışmaları sonucunda müzeye dönüştürülmüştür. Özellikle, dünyadaki tüm biber tohumlarının sergileneceği 'İsot Müzesi' olarak hizmet vermesi planlanmaktadır.

Kervansarayın Mimarisi

43.30x44.80 metre ölçülerindeki yapı, klasik Anadolu Selçuklu kervansaraylarının özelliklerini taşımaktadır. Kervansarayın mimari özellikleri:

Fotoğraf Çekim Noktaları

Harran bölgesinin merkezinde, Bazda Mağaraları, Şuayb Antik Kenti, Soğmatar ve Karahantepe gibi önemli tarihi noktaların ortasında konumlanan kervansaray, fotoğraf tutkunları için eşsiz fırsatlar sunuyor. Yapının taş işçiliği, avlusu ve kapıları en etkileyici fotoğraf noktalarını oluşturuyor.

Ziyaretçiler için önemli bilgiler:

Ayrıca kervansaray, açık hava oteli ve konaklama merkezi olarak da hizmet verecek şekilde düzenlenmektedir. Bölgenin kültürel mirasını yaşatmak ve turizme kazandırmak amacıyla yapılan çalışmalar, 6 milyon Türk Lirası bütçeyle devam etmektedir.

Soğmatar Antik Kenti

Kültür Portalı

Tektek Dağları'nda, Harran'ın 60 kilometre güneydoğusunda konumlanan Soğmatar Antik Kenti, M.Ö. 2000'li yıllara uzanan tarihi ile bölgenin en gizemli yerleşim yerlerinden biridir. Aynı zamanda, Harran Ovası'nda yaşayan insanların yaz aylarında kullandığı önemli bir su kaynağı olarak da bilinmektedir.

Ay Tanrısı Tapınağı

Soğmatar'ın merkezinde bulunan 50 metre yüksekliğindeki kutsal tepe, Ay Tanrısı Sin'e adanmış açık hava tapınağı olarak kullanılmıştır. Tapınakta:

Bölgede bulunan Pognon Mağarası'nın duvarlarında, Sin'in sembolü olan boynuzlu sütun süslemeleri ve insan rölyefleri yer almaktadır.

Kaya Mezarları

Antik kentte yapılan kazı çalışmalarında 120'den fazla aile mezarı keşfedilmiştir. Bu mezarlar:

Yerel Rehber Tavsiyeleri

Soğmatar'ı ziyaret ederken dikkat edilmesi gerekenler:

Kutsal tepenin etrafında bulunan yedi ayrı tapınak, başlangıçta Güneş, Ay, Satürn, Jüpiter, Mars, Venüs ve Merkür'ü temsil ettiği düşünülse de, sonraki araştırmalar bunların mezar anıtları olduğunu ortaya çıkarmıştır. Özellikle astroloji meraklıları için büyük önem taşıyan antik kent, Süryanice yazıtların en iyi görülebildiği sabah saatlerinde ziyaret edilmelidir.

Bölgede devam eden arkeolojik kazılar, Soğmatar'ın Harran ve Edessa bölgesindeki önemini her geçen gün daha da ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca, yerel halkın "Peygamberler Şehri" olarak adlandırdığı bu antik yerleşim, Hz. Musa'nın Firavun'dan kaçtıktan sonra yaşadığı yer olarak da bilinmektedir.

Dabakhane Camii

Kültür Portalı

Kelleçi Deresi yakınlarında konumlanan Dabakhane Camii, deri tabakhanelerinin bulunduğu bölgede yer alması nedeniyle bu isimle anılmaktadır. Sultan II. Selim döneminde, 1568 yılında inşa edilen cami, Behram Paşa tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir.

Caminin Tarihi

Yapının en dikkat çekici özelliklerinden biri, Urfa camilerinde benzeri bulunmayan Mükebbire adı verilen mimari yapısıdır. Bu özel bölüm, imamın sesinin avluya daha iyi duyulması için tasarlanmıştır. Ayrıca, caminin batı kapısının yanında Hartavizade Hafız Muhammed Selim'in türbesi bulunmaktadır.

1785 yılında Urfa'da doğan Şeyh Muhammed Selim Efendi, Nakşibendi şeyhi Mevlana Halid-i Bağdadi'nin halifesidir. Şeyhin vefatından sonra, 1874 yılında yol çalışmaları nedeniyle türbesi Mevlid-i Halil Mezarlığı'ndan bugünkü yerine taşınmıştır.

Mimari Özellikleri

Caminin mimari detayları şöyle sıralanabilir:

Ziyaret İpuçları

Dabakhane Camii'ni ziyaret etmek isteyenler için önemli bilgiler:

Bunun yanında, caminin kapı kanatları, mihrap ve minberleri üzerindeki taş işçiliği, dönemin sanatsal özelliklerini yansıtmaktadır. Özellikle kapı kanatları ve minberlerdeki ahşap süslemeler, yapının estetik değerini artıran unsurlardır.

Eski Ömeriye Camii

Kültür Portalı

Şanlıurfa'nın tarihi dokusunu yansıtan Eski Ömeriye Camii, bir zamanlar Augustinian kilisesi olan St. Mary'nin dönüştürülmesiyle oluşturulmuştur. Yapı, 14. yüzyılda inşa edilen kilise binasının, 1570'lerde Lala Mustafa Paşa tarafından camiye çevrilmesiyle bugünkü halini almıştır.

Hz. Ömer Dönemi İzleri

Cami, ismini Halife Ömer'in Lefkosia'yı ziyareti sırasında dinlendiği yer olduğuna dair inanıştan almaktadır. Lala Mustafa Paşa, bu tarihi önemi nedeniyle yapıyı özellikle seçmiş ve Halife Ömer'in anısına ithaf etmiştir. Caminin bulunduğu kompleks, dönemin en büyük üç manastırından biri olma özelliğini taşımaktaydı.

Restorasyon Çalışmaları

1964 yılında yaşanan olaylarda ciddi hasar gören cami, 1975 yılında UNESCO yetkililerinin ziyaretinde "tamamen tahrip edilmiş" durumda bulunmuştur. Minaresi yıkılmış, pencereleri kapatılmış ve çatısı çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Ancak aynı yıl başlatılan restorasyon çalışmaları sonucunda, 1990 yılında yapı yeniden ayağa kaldırılmış ve 2003 yılında ibadete açılmıştır.

Günümüzdeki Durumu

Günümüzde cami, Lefkosia'nın eski şehrinde yaşayan çeşitli Müslüman toplulukların, özellikle Arap ve Afrikalı cemaatlerin ibadet merkezi olarak hizmet vermektedir. Bunun yanında, şehrin güneyine geçiş yapan Türk Kıbrıslılar da günlük ziyaretlerinde camiyi kullanmaktadır. 2014 yılında, Kıbrıs Barış Süreci'nin Dini Yönü kapsamında, Kıbrıs Başpiskoposu II. Hrisostomos'un daveti üzerine, KKTC Din İşleri Başkanı Talip Atalay'ın ziyaretiyle cami, toplumlar arası diyaloğun önemli bir simgesi haline gelmiştir.

Kızlar Sarayı Kalıntıları

Hakimbey Konağı Şanlıurfa`daki Eviniz

Viranşehir ilçesinin Binekli köyü sınırları içerisinde bulunan Kızlar Sarayı, şehir merkezine yaklaşık 85 kilometre uzaklıkta konumlanmaktadır. Bölgenin en gizemli yapılarından biri olan saray, yerel halkın ilgisini çeken önemli bir tarihi merkez haline gelmiştir.

Sarayın Tarihi

İngiliz Gertrude Bell tarafından inşa edildiği düşünülen sarayın kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Ancak bölgede yapılan arkeolojik çalışmalar, yapının önemli bir dönem merkezi olduğunu ortaya koymaktadır. Özellikle iç mekanlarda bulunan Süryanice yazıtlar nedeniyle bölge "Yazıtlar Tepesi" olarak da anılmaktadır.

Mimari Detaylar

Sarayın mimari özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

En İyi Fotoğraf Noktaları

Fotoğraf tutkunları için sarayın en etkileyici noktaları:

Bunun yanında, sarayı ziyaret etmek isteyenler için önemli bilgiler:

Ayrıca bölgede devam eden arkeolojik çalışmalar, sarayın tarihine ışık tutmaya devam etmektedir. Özellikle iç mekanlarda bulunan yazıtların çözümlenmesi, yapının geçmişi hakkında yeni bilgiler sunmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın koruma altına aldığı saray, bölgenin önemli kültür mirası öğelerinden biri olarak gelecek nesillere aktarılmaktadır.

Tarihi Su Değirmenleri

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi

Balıklıgöl bölgesinde bulunan tarihi su değirmenleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli endüstriyel miraslarından birini oluşturuyor. Bu yapılar, 20. yüzyılın başlarına kadar bölgenin temel tahıl öğütme merkezleri olarak hizmet vermiştir.

Değirmenlerin Yapısı

Su değirmenleri, hidrolik gücü kullanarak tahılları una dönüştüren karmaşık yapılardır. Özellikle dikey ve yatay çark sistemleriyle çalışan bu yapılar, dönemin mühendislik harikası olarak kabul edilmektedir. Değirmenlerin temel bileşenleri:

Kullanım Tarihi

Urfa'daki su değirmenleri, bölgenin tarımsal ekonomisinin önemli göstergelerinden biridir. 1629-1631 yılları arasındaki kayıtlara göre, şehirde yaşanan sel felaketine rağmen, halk tarafından hızla onarılan değirmenler, bölgedeki tahıl üretiminin kesintisiz devam etmesini sağlamıştır.

Bugünkü Durumu

Yaklaşık elli yıl öncesine kadar aktif olarak kullanılan değirmenler, günümüzde kültürel miras olarak korunmaktadır. Ancak elektrik ve dizel gücün yaygınlaşmasıyla birlikte, bu tarihi yapıların çoğu işlevini yitirmiştir. Bununla birlikte, bazı gelişmekte olan ülkelerde halen kullanımda olan su değirmenleri, geleneksel tahıl işleme yöntemlerinin sürdürülmesine katkıda bulunmaktadır.

Değirmenlerin bulunduğu bölgede, su yolları ve kanallar da önemli bir mimari unsur olarak öne çıkmaktadır. Özellikle ticari merkezde bulunan değirmenler, kumaş boyama ve deri temizleme gibi küçük sanayi faaliyetlerinde de kullanılmıştır. Ayrıca, bölgedeki su sisteminin önemli bir parçası olan su toplama havuzları, açık kanallar ve dağıtım boruları, değirmenlerin verimli çalışmasını sağlamıştır.

Hacıbanlar Evi

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi

Vali Fuat Caddesi'nde, Halil-ur Rahman Nehri yakınlarında konumlanan Hacıbanlar Evi, 19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş görkemli bir Urfa konağıdır. Günümüzde mutfak müzesi olarak hizmet veren yapı, şehrin gastronomi kültürünü yaşatan önemli bir merkez haline gelmiştir.

Geleneksel Urfa Mimarisi

Hacıbanlar Evi, geleneksel Urfa konutlarının karakteristik özelliklerini yansıtmaktadır. Yapı, bölgenin iklim koşulları ve coğrafi özelliklerine uygun olarak tasarlanmıştır. Özellikle avlulu plan tipi, yazın serin, kışın ise sıcak bir ortam sağlamaktadır. Evin dış dünyaya kapalı olması ve harem-selamlık bölümlerine ayrılması, dönemin yaşam tarzını ve geleneklerini yansıtmaktadır.

Evin Bölümleri

Beş odalı ve iki su kuyulu geniş avlusuyla dikkat çeken yapı, şu bölümlerden oluşmaktadır:

Ziyaret Bilgileri

2011 yılında dönemin belediye başkanı tarafından kamulaştırılan ve müzeye dönüştürülen yapı, aynı zamanda interaktif bir kültür merkezi olarak hizmet vermektedir. Özellikle yerel yemek kursları için tercih edilen müzede:

Bunun yanında, müzede durağan sergileme tekniği kullanılmakta olup, vitrin içi sergileme, mankenler, bilgi panoları ve görseller ağırlıklı olarak tercih edilmektedir. Ayrıca, yapının özgün mimarisi ve tarihi dokusu, ziyaretçilere Urfa'nın geleneksel yaşam tarzını deneyimleme fırsatı sunmaktadır.

Mahmutoğlu Kulesi

Urfa'nın tarihi merkezinde bulunan Mahmutoğlu Kulesi, Haçlı Kontluğu döneminde inşa edilmiş önemli bir yapıdır. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, devlet tarafından baş hadım ağası Mahmutoğlu ve ailesine tahsis edilmiştir.

Kulenin Tarihi

Yapının üzerinde yan yana üç taş üzerine yazılmış beş satırlık Ermenice bir kitabe bulunmaktadır. Bu kitabeye göre, Mahmutoğlu Kulesi 1022-1023 yılları arasında inşa edilmiştir. Kulenin ilginç bir hikayesi vardır. 1919'da İngilizler Urfa'yı işgal ettiğinde, bir İngiliz komutanı kuleyi kiralamak istemiş, ancak Mahmutoğlu Mustafa Ağa buna şiddetle karşı çıkarak teklifi reddetmiştir.

Mimari Özellikleri

Kule, Cumhuriyet'in kuruluşuna kadar Mahmutoğlu ailesi tarafından kullanılmış, sonrasında uzun yıllar kaderine terk edilmiştir. Ancak 2008 yılında Şanlıurfa Belediyesi tarafından satın alınarak, özgün mimarisine uygun şekilde restore edilmiş ve Urfa Kent Müzesi'ne dönüştürülmüştür.

Karacadağ Kalkınma Ajansı'nın mali desteğiyle gerçekleştirilen restorasyon projesinde, Ajans projenin toplam maliyetinin yüzde 75'ini karşılamıştır. Bu dönüşüm projesi, şehrin turizm potansiyelini artırmak ve tarihi dokunun korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

Manzara Noktaları

Günümüzde Kent Müzesi olarak hizmet veren kule, ziyaretçilerine şehrin panoramik manzarasını sunmaktadır. Özellikle:

Müze, şehrin kültürel mirasını koruma ve gelecek nesillere aktarma misyonuyla çalışmalarını sürdürmektedir. Eski kent dokusunun korunması için önemli hizmetler sunan yapı, aynı zamanda şehrin turizm potansiyeline katkıda bulunmaktadır.

Karşılaştırma Tablosu

Yapı Adı Konum Yapım Tarihi Tarihi Önemi Mevcut Kullanımı Restorasyon Durumu
Kızılkoyun NekropolüBalıklıgöl havzasının 500m kuzeyiM.S. 2-4. yyAntik Edessa şehrinin mezarlık alanıAçık hava müzesi2025'te devam ediyor
Germuş KilisesiŞehir merkezine 10 km, Göbeklitepe'ye 5 km19. yyBölgenin önemli dini yapısıZiyarete açık1881'de restore edilmiş
Bazda MağaralarıHarran'ın doğusuRoma dönemiAntik dönem taş ocağıTuristik alan2023'te devam ediyor
Selahaddin Eyyubi CamiiVali Fuat Bey CaddesiM.S. 457Eski St. John Kilisesiİbadethane1993'te restore edilmiş
Karahantepe Antik KentiGöbeklitepe'den 35 kmM.Ö. 11.400Neolitik dönem yerleşimiArkeolojik alanKazı çalışmaları devam ediyor
Fırfırlı CamiiÇamlık Caddesi1092Eski On Havari Kilisesiİbadethane1993'te restore edilmiş
Deyr Yakup ManastırıMerkeze 10 kmM.S. 2-3. yyErken Hristiyanlık dönemi yapısıZiyarete açıkN/A
Şuayb Antik KentiHan el Ba'rur'un 12 km kuzeydoğusuM.Ö. 4-5. yyRoma dönemi yerleşimiArkeolojik alanN/A
Han El Barur KervansarayıGöktaş köyü1219-1220Eyyubi dönemi kervansarayıMüze2018'de restore edilmiş
Soğmatar Antik KentiHarran'ın 60 km güneydoğusuM.Ö. 2000'lerAy Tanrısı Sin tapınağıArkeolojik alanKazı çalışmaları devam ediyor
Dabakhane CamiiKelleçi Deresi yakını1568Sultan II. Selim dönemi camisiİbadethaneN/A
Eski Ömeriye CamiiŞehir merkezi14. yyEski St. Mary Kilisesiİbadethane1990'da restore edilmiş
Kızlar SarayıViranşehir Binekli köyüN/ASüryanice yazıtların bulunduğu merkezZiyarete açıkKoruma altında
Tarihi Su DeğirmenleriBalıklıgöl bölgesiOsmanlı dönemiEndüstriyel mirasKültürel mirasKullanım dışı
Hacıbanlar EviVali Fuat Caddesi19. yy ikinci yarısıGeleneksel Urfa konağıMutfak müzesi2011'de restore edilmiş
Mahmutoğlu KulesiŞehir merkezi1022-1023Haçlı Kontluğu dönemi kulesiKent Müzesi2008'de restore edilmiş

Sonuç

Sonuç olarak, Urfa'nın gizli kalmış bu 16 tarihi noktası, şehrin binlerce yıllık zengin mirasını gözler önüne sermektedir. Özellikle Göbeklitepe çevresindeki Karahantepe ve Soğmatar gibi antik yerleşimler, insanlık tarihinin en eski dönemlerine ışık tutmaktadır.

Biz yerel rehberler olarak, bu tarihi mekanların her birinin kendine özgü hikayesini ve mimari özelliklerini yakından tanıyoruz. Bazda Mağaraları'ndan Kızılkoyun Nekropolü'ne, Han El Barur Kervansarayı'ndan Hacıbanlar Evi'ne kadar uzanan bu rotada, kiliseden camiye dönüştürülen yapılar, antik su değirmenleri ve görkemli saraylar bulunmaktadır.

Ayrıca bu lokasyonların çoğu, son yıllarda gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarıyla koruma altına alınmış ve müze, ibadet yeri veya kültür merkezi olarak yeniden işlevlendirilmiştir. Böylece Urfa'nın kültürel mirası, gelecek nesillere aktarılmaya devam etmektedir.

Şehri ziyaret eden turistlere tavsiyemiz, popüler rotaların dışına çıkarak, bu gizli kalmış hazineleri keşfetmeleridir. Her biri, Urfa'nın zengin tarihinin farklı bir dönemine tanıklık eden bu yapılar, unutulmaz bir kültür yolculuğu sunmaktadır.